Kahan Onur Arslan
- Kamu Hukuku Doktoru -
Pamukkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Genel Kamu Hukuku A.B.D. Öğretim Üyesi
Bu yazıda, Thomas Hobbes ve Machiavelli'nin kuvvet kullanımı hakkındaki görüşleri, Leviathan ve Hükümdar adlı eserleri çerçevesinde incelenmeye çalışılmıştır. Bu iki düşünürün aşağıda yer verdiğimiz görüşleri, birbirine cevap niteliğinde olmayıp birbirinden bağımsız bir şekilde değerlendirilmesi gereken görüşlerdir. Nitekim Hobbes, Machiavelli'den yaklaşık 150 yıl sonra yaşamış bir düşünürdür. |
Demokrasi yozlaştırılabilir zamanla. Demokrasinin radikali olur, ılımlısı olur, militanı olur... Başına sıfatlar konulup istendiği yere çekilebilir demokrasi. Çekilmiştir de...
Ama cumhuriyet cumhuriyettir.
Cumhuriyet; demokrasi, insan hakları ve diğer tüm modern toplumsal değerler için sapasağlam bir temel oluşturur. |
Belki mutluluğun resmini yapamam ama en azından Türk vatandaşları için mutluluğun formulünü buldum. |
...Bu olayı kuvvetler ayrılığı ilkesini ve demokrasiyi ortadan kaldıracak şekilde bir otoriterleşme için gerekçe haline dönüştürmek, demokrasiye darbeden çok daha fazla zarar verecektir. Bu olayı gerekçe yaparak kitleleri mobilize etmek ve halkı bölecek açıklamalar yapmak suretiyle buradan bir siyasi rant sağlamak hiçbir siyasi ahlakla bağdaşmaz. |
... ÖZGÜRLÜK diyorum dostlar, en kıymetli değer.
Hiçbir şey, ama hiçbir şey uğruna feda etmeyin özgürlüğü... Ne kendi özgürlüğünüzü ne de bir başkasının özgürlüğünü... |
... Bu sebeple insan onurunu temel değer olarak benimseyerek, yaşam hakkı, kişinin maddi ve manevi varlığının bütünlüğü, işkence ve kötü muamele yasağı, masumiyet karinesi, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, adil yargılanma hakkı, düşünce ve kanaat hürriyeti gibi temel hak ve hürriyetleri en üst seviyede tutan bir tutum sergilemek sürecin toplumsal ve tarihsel meşruiyeti açısından olmazsa olmazdır. |
... İktidar partisinin her mevki ve makam bizden olmalı tavrının bu seçimlerde dahi hâkim olduğunu görmek bana komik geliyor. Cumhurbaşkanı bizden olsun, başbakan bizden olsun, bürokratlar bizden olsun mantığını anlarım da, üniversiteler bizden olsun, hâkimler bizden olsun, savcılar bizden olsun, barolar bizden olsun, odalar bizden olsun tavrına son merhalede öğrenci temsilcileri ve öğrenci konseyi bizden olsun yaklaşımının eklenmesini anlayamıyorum. Oldu olacak sınıf başkanları da sizden olsun... Hatta vatandaşların da tamamı sizden olsun, biz rahatsız ediyorsak çıkalım. Böylece çoook demokratik oluruz, ülke tadından yenmez. |
16 Nisanda “evet” çıkınca yeniden şahlanışa geçeceğiz...
... Hukuk alanında o kadar iyi bir seviyeye geleceğiz ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini bile kaldıracağız. “Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi” kuracağız ve diğer tüm devletler de kendi ülkelerinde bu mahkemenin yargı yetkisini kabul edecekler... |
Şimdi de bir metin koydular önümüze anayasa diyorlar adına ama belli ki “banayasa” yapmışlar kendilerine.
Anayasa literatüründe dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan yetkileri tek bir kişide toplamaya çalışıyorlar. ... Bu sefer çok geç olmadan HAYIR demek gerekiyor. Aksi takdirde bineriz bir alamete gideriz kıyamete. Hem de tek yön biletle. |
... Oysa Caucher, saygıdeğer Oxford akademisyen tipini “yatağının başında en az yirmi kitap bulunduran ve bundan başka dünya malına ihtiyaç duymayan yoksul Oxford kâtibi” olarak tanımlamaktaydı.[6] Elbette bu tanımlamanın yapıldığı dönemlerde Oxford’da ‘spin-out’ şirketler yoktu.
Anlaşılıyor ki evrenselcilik, çıkar gözetmeme, kuşkuculuk, toplumculuk ve paylaşma şeklindeki normlar doğrultusunda hakikatin peşinden gitme olarak tanımlayabileceğimiz bilim, günümüzde bu normlardan sapmış/saptırılmış durumda. |
1 2 3 ![]() |